19 Şubat 2008 Salı

Üniversite yıllarım

Annem benim hep Üniversiteye gitmemi istemişti, doğduğum günden beri annem hep bir şeyi tekrarlamıştır "Üniversite okuyacaksın!". İlk okul bu gazla bitti, daha ilk okulda üniversiteden bahsediyordu annem. ne anlar daha kızların saçlarını çekmek için sokağa çıkan bir çocuk üniversiteden?
Orta okulda aynı tantana devam etti. Orayı da tıngır mıngır geçtik. Sonra Akademi, Ticaret olanından. tabi o okula başarılı bir öğrenci olmak şartıyla aldıkları için annem yıllar sonra Üniversite zırıvırısını kesmişti, ve o yıl zart diye 7 kırık'la sınıfta kalınca o Üniversite kelimesinin yokluğunun tadını sadece 1 yıl yaşamıştım. ondan sonra 3 yıl daha liseye gittik ve üniversite hayal oldu tabi.
Üniversite hayal olunca benim kampüslerin efendisi olma hedefimde daha başlamadan bitmişti, yıllarca porno kasetlerinden izlediğimiz college party lerde sınırsız alkol ve kız hayallerim noktalanmıştı.
bir kaç zaman evvel arkadaş sayesinde bir kampüs'e ayak bastım, hiç işim yoktu orda aslında ama yine de bastım ayağımı.
kantin de enteresan tipler oturuyordu, sanki farklı dünyalara adım atmıştım, orda ki kişiler insan değilmiş gibi yansıyordu, ve inceden korku vardı içimde, kesin benim üniversiteli olmadığımın kokusunu alıp linç edecekler beni diye içimden geçirmiyor değildim.
yalnız tek bir tür yoktu, farklı farklı türler üremişti.
Bazıları Laptop'larını almış 1 masa etrafında toplanmış burunlarını karıştıra karıştıra takaratakatak diye tuşlara basıyolardı.
Bazıları cep telefonu sergisi yapıyormuş gibi oturdukları masayı telefonlarını yaymışlardı. ki bu tipleri hiç anlamam, ulan dandirik uzay çağındayız, cep telefonu olmayanı dövüyolar, neyin havasını atıyosun?
Bazıları ise burunlarını karıştıra karıştıra ders yapıyorlardı.
korka korka bi köşeye oturdum, arkadaş rahat ol yahu bunlar zararsız dese de rahat olamıyordum.
bir süre sonra kantin kapısından sivilceli gözlüklü saçları beatles tarzı yaklaşık 7-8 kişi girdi.
gelip hemen yanımıza oturdular, ve aralarından biri bana bakarak ses çıkardı, sanırsam havlıyodu, anlamadım o yüzden iyice koltuğuma gömüldüm ve göz göze gelmemek için gayret gösterdim.
benle konuşmak isteyen kişi bir daha bir şey söyledi ve bu sefer anladım. sanırsam kendisi bir alien'dı ve ilk söylediği şey alienceydi. Alien bunlar uzaylı uzaylı, adamlar yapmış işte, evren de konuşulan tüm dilleri öğrenmişler. başladı benle almanca konuşmaya.
önce ergenlikten yeni yeni çıkmaya başlamış sesi daha yeni olgunlaşmış bir ses tonuyla bana "merhaba" dedi, karşılık verdim. yenimisin aramızda diye bi soru sordu, sanırsam benim normal bir insan olduğumu anlayamadı, bende çaktırmadım tabiyki, hemen evet evet yeniyim dedim. hangi bölümde okuyosun dedi, bende aklıma gelen ilk şeyi salladım "çaycılık!?!?"
bi anda ilgilerini çekti sanırsam sormaya başladılar yeşil çay siyah çay mor çay. bende sallamaya devam ettim, ne işim olur benim çayla.
sonra aralarından biri saate bakıp "satranç kursumuz başlıyor arkadaşlar" dedi ve hepsi kalkıp yine alien'ce konuşup ayrıldılar. bende fırsat bu fırsat dedim, ve ön kapıdan koşarak kaçtım.
iyiki Üniversiteye gitmemişim. pek tekin yerler değil kanımca.

Önemli not: 3 türün 2si burnunu karıştırıyordu, evet farkındayım 2 kere üst üste yazdım. bu bir hata değildir, gerçektir, üniversite de 3 kişiden 2si paso burun karıştırır.

1 yorum:

  1. dogru demissin.. bu igrenc mahlukatlar..habire karistiriyorlar :@

    YanıtlaSil