Sevgili İremciğim, Hayatımcığım...
Çok sıkıntılıydım. Karar veremiyordum bir türlü. Ama artık kararımı verdim, ve bunu senle paylaşmak istiyorum. Fakat kararımı açıklamadan önce sana bir şey anlatmak istiyorum.
Orta okul'dan mezun olduğumuz yıldı. Gittim Selim'e "Kendimi 60 yaşındaki biri gibi hissediyorum Selim" dedim "60 yaşındaki insanlar kendilerini nasıl hissediyor biliyor musunki böyle abidik gubidik laflar ediyorsun be Enisciğim" diye de anında cevabı yapıştırdı, bilirsin Selim'i, piçin önde gidenidir ama iyi çocuktur. Neyse işte bende "ulan erkek erkeğe konuşuyoruz şurda, anla derdimi diye bi laf ettim senin dediğine bak, sktir git filozof ol eşşoğlueşşek" diye de azarlamıştım Selimi "ehehe" diyip bilgisayarında yarım kalan Civilization III (sayıyla: 3) oyununa devam etmişti.
Selimden sıkılıp panter desenli kot ceketimi giyip yola koyulmuştum. Hedef belliydi. Senin evin. Gidecektim, alacaktım seni karşıma ve adam akıllı konuşacaktım. Yolda içimden söylemek istediklerimi geçirdim "İrem bak, ben ilgi bekliyorum senden, sen bi kere aramıyosun beni, hayır arama tamam ben seni arıyorum zaten, ama sonrada bana "çok sıkıyorsun enis beni" diyorsun. Ben ne yapacağımı şaşırdım, hayır güçlü erkek istiyorum dedin, gittim body'ye yazıldım, ağırlık çalışmaya başladım, güçlüden kastın bumuydu onu bile sorgulamadım. ne istiyorsun benden sevdiceğim. ben sana aşkımı kanıtlamak için yapmadığım eşşeklik, yemediğim bok.. bok yenilir mi lan.. domuzlar kendi boklarını yiyormuş doğru mu acaba? gerçi yemeseler bile sıçtıkları çukurda dolanıyorlar kesin orda ağızlarına kaçıyordur, aynı nasıl biz havuz'a gidince kimsenin kabul etmediği ama herkesin işediği havuzdan ağzımıza su kaçıyorsa bunlarda da aynı hesap ehehe................. ulan ben ne düşünüyodum en son? İrem. evet ne diyodum en son? Bok... boktan önce? hayvan gibi ağırlık çalışıyorum.. yok ondan sonra? evet buldum aşkımı kanıtlamak için eşşeklik yaptım be sevgili diyeceğim ona. evet domuz kısmı hariç aynen bunları söyleyeceğim ona" diyerek göğsüm dik şekilde yürüdüm evine. Kapıyı annen açmıştı, seni sordum "irem valeybol'a gitti yavrım" dedi bana "e daha dün de gitmişti voleybol'a" dedim "hayır dün bale'ye gitmiş ben karıştırmışım yavrım" dedi. "peki ne zaman müsait olur" dedim "valla yavrım, bak pazartesi okuldan sonra yüzme dersi var ondan sonra eve geliyor yemek yemesi ders çalışması yatması gün bitti de sen ona, salı çarşamba günleri ilk okul çocuklarına ders vermeye gidiyor, perşembe günleri bale cuma valeybol, cumartesi pazar ailesiyle geçirsin istiyorum ama orda bile dolu benim yavrıcaağım. bende söz dinletemiyorum be oğlum vıdı vıdı vıdı vıdı" diye bişeyler anlatmaya başladı annen. söylediklerinin sonuna vıdı vıdı yazdığım için özür dilerim, ama o vakitten sonra dinlemeyi kesip sadece kafa sallamaya başlamıştım. evet iremciğim o gün bu ilişkinin geleceği hakkında ciddi ciddi düşünmeye karar vermiştim. Düşündüm, taşındım an itibariyle kararımı verdim. Canımın içi belki bu senin için zor olacak, belki kaldıramayacaksın ama ben ilişkimizi sonlandırmaya karar verdim. Lütfen kabul et bunu.
Seni çok seven
Enis'in...
Not: Valeybol derslerin nasıl gidiyor?
Voleybol hocasi erkek miydi?
YanıtlaSilnasıl bi yazım şeklidir bu hayretler içindeyim.
YanıtlaSilenis uslübüne biraz daha dikkat et aq.
YanıtlaSilLan, son cümlene gelene kadar İrem'i "Çabuk kurtul şu Enis'ten koş ve arkana bakma" diye uyaracaktım ama sen ona dönmüşsün zaten arkanı.
YanıtlaSilİrem'e de sen hazır dönmüşken kafana güzel bir odun bulup geçirmek düşüyor.
Domuz kısmı hariç söylenebilecek bir şey yani öyle mi? :D
(Enis bu İrem hayal sevgili filan değil değil mi? Vallahi senden beklerim bunu)
güzel hikaye olm bence bu da. irem adını sevmedim ama. uydurmasyon isimleri artık bana sor.
YanıtlaSil