20 Ağustos 2008 Çarşamba

Zevklerimiz uyuşmuyormuş meğer

Havuza yansayan mehtap'a karşı şezlong'lara uzanmış bir şekilde yatıyorduk yeni sevgilimle. Yeni diyorum çünkü o geceden 3 gece önce sahilin sıcak kumunda voleybol oynarken tanışmıştım kendisiyle. Aslında resmen sevgilimde değildi fakat çok iyi anlaşıyorduk. Tatilin tamamını ona adayacak kadar da sevmiştim ilk günden.
Gece olduğu için saatlerdir havuza kimsenin girmemesine rağmen havuzdan burnumuza burnumuza gelen sidik ve klor karışımı koku beni rahatsız etse de Kübra pek umursamıyordu, veya o da benim gibi belli etmek istemiyordu. Çok güzel başlayan gece o koku yüzünden muhabbete olan konsantremi bozmuştu. Kübra'nın sorduğu sorulara, anlattığı hikayelere kulak veremez olmuştum. Aklımda hep "ulan ne pis insanlar bunlar ya, havuza işenir mi? hadi bebek olsan neyse de koskoca adamlarsınız, kadınlarsınız. Utanın ya. Hadi bende işiyorum eyvallah'ta. yani yine de biraz saygı yahu" diye kendi kendime isyan ediyordum.
Üç beş dakika daha dayanabildim ondan sonra Kübranın kolundan tutup "kalk Kübracığım kalk, gidelim burdan, ortamı beğenmedim" dedim "3 saattir burdayız ama Enis yeni mi farkına vardın" dedi "yok bilmiyorum bir anda öyle gidesim geldi, kalk sahile gidelim orda dolaşalım" dedim "peki nasıl istiyosan" dedi ve eller cepte, çok ağır adımlarla, az belirgin bir şekilde her adımda sağa sola sallanarak ve yere bakarak yürüdüm sahile kadar. Daha sonraki yıllarda keşfettim ki bu bende sadece hoşlandığım ama açılamadığım kızların yanında ki yürüyüş şeklim oluvermiş. Zira Kübra kendimce sevgilimdi ama ortada resmi bir şey olmadığından arkadaştan da öte birisi değildi.
Sahile vardığımızda ise "Ayy enis dur ayakkabılarımı çıkarayım kum girmesin içine" dedi kübra. Bekledim. Bende terlik olduğundan sorun yoktu. Sahilde çok romantik bir şekilde yürümeye başladık. Sahile vuran dalgaların sesi ise artık romantikliğin doruk noktasına geldiğinin işaretiydi. Kübra da ortamdan etkilenmiş olsa gerek koluma sarılıp başını omuzuma yaslamıştı. "Artık burda da açılamazsan hiç açılamazsın oğlum. Hem ortam süper, böyle bir ortamda hiç bir kız çıkma teklifini red edemez" diyip cesaretimi topladım. "Kübra...." dedim titrek bir sesle "efendim Enis" dedi anında. Sanki "hadi sor hadi artık sor. evet diycem valla bende senden hoşlandım sor artık" diyecekmiş gibi heyecanlı bir şekilde "efendim Enis" dedi. "Ya işte belki çok erken.. ama...." dedim. Tam kendimi hazır hissediyordum ki, tam cümlenin sonunu getirecektim ki, tam Kübranın gözlerindeki o parıldıyı görmüştüm ki azıcık ötemizde hayvan gibi bağıra çağıra gecenin bir vakti anadan doğma şekilde denize giren 4-5 kişilik bir grup gördük. Kübra aldırma onlara dercesine baksa da bana dikkatim dağılmıştı bir kere. Bende istiyordum cıbıldak cıbıldak denize girmek. Kübra "Enis ne diyecektin sen bana" diyip yanaklarımdan tutup suratımı kendine doğru çevirdi. "Yaa şey diyecektim, şu yanımızdaki çocukları görüyo musun? Acaba diyorum bizde soyunup çıplak şekilde denize girsek mi? kesin çok eğlencelidir" dedim. Offffff diye tükürüklerini saçarak isyanını dile getirdi ve arkasını dönüp ve gitti. Ben ise çıplak yüzmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu ilk o gece keşfettim.

5 yorum:

  1. hocam sen lemanda filan yazıyormusun, ne bileyim şu küçük hikayelerini okumaktan o kadar çok zevk alıyorum ki..

    (bkz: orgazmdan zevkli anlar)

    öhö öhö

    YanıtlaSil
  2. "ıy allah belanı vermesin senin ya"
    dedim içimden yazı bittikten sonra, dedim ama pek de beğendim yani. "uykusuz" da seni de görmek isteriz. a1matörlükten başlarsın yavaş yavaş yeni bir Umut Sarıkaya doğuverir.. ooyy çok da süper olur :D

    YanıtlaSil