23 Ağustos 2008 Cumartesi

"Abi ben buraları bilmem"

"Kanka naber" diye açtı telefonu "iyidir senden naber" dedim "iyi nolsun" dedi "yarın vaktin var mı kanka buluşalım" dedim "olur kanka ama ben okuldan döncem sen bostancıya gelirsen iyi olur bende takılırız biraz sonra dışarı çıkarız falan" dedi "olur ama ben oraları bilmem nasıl gelcem" dedim "kadıköyde ki beyaz şapkalı minibüslere binceksin kanka" dedi "ehehe minibüsün şapkası mı var" dedim "olm anla işte" dedi "haaa şu şey" dedim "heh o şey" dedi kapattık telefonu. Ertesi gün saat 3e çeyrek kala vapuruyla Beşiktaş'tan Kadıköy'e geçtim ve minibüslerin oraya doğru yol aldım. şapkanın rengini unuttuğumdan önce başka bi minibüsçüye "abi bostancı gösteri merkezinin oraya gitçem neye binmeliyim" diye turistik bir soru sordum "ilerde solda" dedi ileri gittim sola döndüm ama bulamadım aradığımı. en iyisi telefon dedim. açtım telefon "Safa kanka naber ya ben minibüsleri karıştırdım. neye bincektim. şapkası hangi renkti" dedim "beyaz kanka" diye başladı ve 3 dakika konuşup 18 kontörümü yedi. önce Safa mına koim senin dedim kapattıktan sonra telefonu. sonrasında neyse dedim ve bindim Minibüse.
Safa'nın da tavsiyesine uyarak binerken şöföre "abi bostancı gösteri merkezinde incem. gelince söyler misin ben bilmiyorum" dedim. "tamam" dedi. Abi'nin yani Minibüs şöförünün tipi Sedat Peker, bakışları Emrah, ses tonu ise Ümit Besen gibiydi. En ön koltuğa oturduğumdan uzunca inceleyebildim.
Yol almaya başladık ve bende takip'e başladım. yolları ezberlemek istediğimden değil de şöföre güvenmediğimden. 10 dakika geçti safa aradı "Nerdesin kanka" dedi. "şu an şükrü saraçoğlu stadını görüyorum" dedim "ohooo daha çok var" dedi "kanka sen tahminen bilirsin ne kadarda orda olacağımı. çık minibüs durağında bekle ben seni görünce inerim" dedim "sen söyle şöföre o indirir" dedi "iyi peki" dedim. Aslında küfürüm vardı ama milletin içinde edemedim.
5-10 dakika daha geçti ve Şöförün tavırları gayet nazikçe olduğundan bir anda kendi öz amcam'mış öz dayım'mış gibi hissettim ve feci güven duygusu besledim kendisine. Güvenim üst düzey olduğundan azıcık telefonumda rally oyununu oynayayım dedim. 2 kere rekorumu kırıp içten içe sevinç gösterileri sergilerken kafayı kaldırdım ve sokak tabelasında "Maltepe" yazısını okudum. Bir panikle telefonu cebe attım ve şöföre "abi inecektim ben ya" dedim. Bu sefer Emrah'ın bakışlarını Ümit besen'in ses tonunu üstlenen taraf ben olmuştum. "hı" dedi şöför. O nazik "buyrun hanımefendi" diyerek yolcu indiren adam yok olmuş "hı" diyen bir ayı yerini almıştı şöförün. "Abi ben.. bostancı gösteri merkezi... inmek.. offf yaaa burası neresi ya rabbim" dedim. "aaaaa unuttum yau kardeş sende hiç hatırlatmıyon" dedi. "hı hı" dedim. hemen para uzattı ve "git karşıdan bin" dedi. sağol diyip parayı alıp atlayarak indim minibüsten.
Karşıya geçtim Minibüs'ü beklemeye başladım bu arada da içimden baya bi gülmeye başladım. Minibüs geldi. şöföre parayı uzatarak "abi gösteri merkezine gelince indirir misin ben yabancıyım buralara" dedim. "tamam" dedi. Bu seferki şöför'ün tipi de ayı, sesi de ayı, bakışları da ayı, hatta yanında gönüllü olarak mı paraları alan bilemediğim arkadaşı da ayı gibiydi. en arka koltuğa oturdum ve ralli oyunuma kaldığım yerden devam ettim. Bir yere vardığımızda ise yanımda oturan bir eleman "sen gösteri merkezinde inmeyecek miydin" diye sordu. "eee. evet" dedim "aha bak şu arkası" diyerek lunapark vari bir yer gösterdi bana. "abi müsait bir yerde...." dedim anında kapılar açıldı. ve indim minibüsten. şöför yine unutmuştu. yanımdaki eleman olmasa kadıköye kadar yolu vardı bu yolculuğunda.
Sonra safa'yı da halı dükkanının önünde bekledim. geldi "ulan 1 buçuk saat oldu nerdesin sen" dedi. "Ebeni zkim safa, inip karşılasaydın ya beni" dedim. ve Bira içmeye gittik.

13 yorum:

  1. "ulan 1 buçuk saat oldu nerdesin sen"

    Benle bulustugunda sunu Safa'ya soyletebilmeyi oyle cok isterdim ki, ancak lanet olsun ki dakik oldugumdan ve bu Safa kani donuk biri oldugundan,hep bu repligi ben soyluyorum.

    YanıtlaSil
  2. bostancı durağında,ismi dudağımda...
    :D
    bu maceralar hep seni mi buluyor yaa kutup??
    hih hih..

    YanıtlaSil
  3. ((eski yazılara baktım demin baya bi dolandım orda burda, zira canım çok sıkılmakta. msnde de yoksun zaten iyice uyuz oldum. neyse işte abi bir başkadır kutup aşkı serisi sona ermiş?? devamını istiyorum ben.))

    görebileceğin yer olarak buraya yazdım :D ikili parantezler ne oluyo bilmiyorum :D

    YanıtlaSil
  4. bugün olanları anlatsam, oturup ağlarsın enis. hem de buraya yazdığım yorumun üzerine oldu bunlar. inanamıyorum safa sana, sen insan olamazsın oğlum. :D

    YanıtlaSil
  5. Enis yuh, senmisin @istanbul uzantısı kullanan lan? İlk satırdan sonra okumayı bıraktım..

    YanıtlaSil
  6. Sabotajcığım ben bu konuda bir şey demiyim. istanbulu ne kadar bildiğimi ömerciğim anlatsın sana :)

    YanıtlaSil
  7. ya kesinlikle katılıyorum ben de bi ankaralı olarak istanbulda ne zaman biyerlere gitmek için minübüsçülere güvensem göte geliyorum.

    YanıtlaSil
  8. İstanbul'da minübüse binmek, en son alternaif olmalı.

    YanıtlaSil
  9. suç sizde kardeşim hatırlatmıyosunuz adama nerde inceginizi, adamın kafasında bi ton iş var nerden bilsin 5 dakkada bi hatırlatcaksınız işte :))))

    YanıtlaSil
  10. bu adam hala konusuyor mu yahu? ulan once sen kendine hatirlat bulusma saatini,sonra elemanlarin minibusculere hatirlatmamasina laf at, actirma bayramlik agzimi benim. :)

    YanıtlaSil
  11. bilgisayarın saatinin 1 saat geri oldugunu nerden bileyim ben be kanka oldu işte affet :)

    YanıtlaSil