30 Temmuz 2008 Çarşamba

Ecayip heyvan gibi yağmur, fırtına, şimşek, gökgürlemesi, dolu, sel...

Aha bu başlangıç bi nevi, babam yaslanmış terasın demirlerine ve havaya bakıyor, felaketi bekler gibi.

Bu fotoğrafta'da diğer tarafımda bulunan dağları çekmişim.

İlk fotoğrafın aynısı aslında, fakat bu sefer dağlar yağmurdan gözükmüyor. bi de babam demirlere yaslanmaktan vazgeçmiş olsa gerek.

Burda da havanın aslında aydınlıkken kara kara bulutlar yüzünden karardığını göstermek istedim.

Bu da mutfaktaki pencere, fırtına yüzünden yağmur aşağıdan yukarıya yağmaya başlamış.

Babam ve kardeşim adeta afrika'dan gelmiş ve hayatında ilk defa kar görmüş bir genç gibi dışarı bakıp "aaa şimşek" diyorlar.

Burda sağ üst köşe de şimşeğin ucu gözüküyor.

Burda ise görmeyenlere göstermeye çalışırcasına parmağımla "aha bakın" işareti yapıyorum.

Şimşek ağlarını örüyor

Şimşekleri o kadar seviyorum ki sarılma imkanım olsa yeminle sarılcam.


Ayrıca fotoğrafını çekemediğim yollar (çünkü camı açmam gerekiyodu ve hayvan gibi yağmur yağdığı için camı açamadım) şahaneydi, süratli araba kullanan 2 kişi aquaplaning yaşayıp kaldırıma toslayacaktı, son anda kurtardılar, ayrıca akıllı şöförler ise yolun ortasında olsa dahi durup 4lüleri yaktılar. Stad'da ki yağmur suyunu yere aktarma borusu da patladı. foşur foşur su boşaldı ordan. Ayrıca camın önünde ufak bi boşluk var kablolar falan geçiyo yaklaşık 30 santim genişliğinde ve tüm binayı boydan boya kaplıyor, onun içi su doldu, aralarında ki yağmur suyunu aktarma delikleri bile işe yaramadı çünkü annem oraya hep sigara atıp tıkamış orayı, bugünkü basınçla boşaldığını ve temizlendiğini umuyoruz.
Sonuçta babam teras'ta ki çiçekleri sulamaktan kurtuldu, ve 20 dakikalığına olsa bile tv pc kapatıp elektrik'ten tasarufa gittik. (çarpabilir Allah korusun)

1 yorum: