18 Mart 2008 Salı

Gerçek olmasa bile güzel

İlk onbir de başlamıştım oyuna, ve santradan sonra 3lü çekildiği sırada ilk pas bana doğru geliyordu. Sağ ayağımı yan tutarak topun önümde durmasını sağladım ve ileri doğru bakarak uzun bir topla santroforumuz Elvis’i beslemek istedim. Hedef alınmıştı, ve iyice gerilip uzun pasımı atmak istediğim anda kayıp yere düşmüştüm. Topu anında rakip takımın oyun kurucusu kapmış ve kendi takımının kontra atağa kalkmasını sağlıyordu.

İçimden kötü saha şartlarına küfür ederek, ve aynı anda ağzımı oynatmamaya özen göstererek (çünkü kameralar yakın çekerse „ben böyle zeminin emuğa goyin“ küfürümü rahatlıkla herkes çözecekti) yerden kalkıp topu kaptırdığım oyuncunun arkasından baktım, evet koşmadım, çünkü ben takımın kaptanı gibi bir şeydim, benim sözüm geçiyodu, ve o yüzden kendimi yormuyordum ama herşeyi de ben üstleniyordum, frikik, taç, korner, penaltı, aut atışı, hatta bazen kalecinin degajı.

Kontra atağı müdafa adamlarımız rahatlıkla keserek arka tarafta paslaşmaya başlamışlardı, buna oyunu arkadan kurmak gibisinden bir şey diyordu hocamız. Ben pek dinlemiyordum onu, çünkü ben takımın reisiydim. Bir süre sonra top tekrar bana gelmişti, yüzümü kaleye doğru çevirdiğimde yaklaşık 25-30 metrelik bir mesafede olduğumu gördüm, ve şansımı deneyip şut çekmeye karar verdim. Sol ayağımla topun tam yanına bastım ve sağ ayağımla gelişine güzel bir vuruş sergilemek istedim, fakat sol ayağımla yere fazla sert basmış olacamki yine kayıp düştüm, maçta ayağıma gelen 2 topu da yere düşerek rakibe hediye etmiştim, maç sonu istatistikleri aklımdan çıkmıyordu, top kaybı 40, ve hepsi Enis’in diye geçecek diye çok korkuyordum, olumlu bir pas bir şut çekmeliydim artık.

Skorborda baktığımda ise dakikalar 34ü gösteriyordu ve maç çok çekişmeli bir şekilde devam ediyordu. Top bir orda bir burda, bana seyrek geliyordu, geldiği zamanlarda ise yere düşüyordum.

İlk yarının bitimine 1 dakika kala penaltı kazanmıştık, penaltıyı ben atmak istedim hoca izin vermedi, ben atıcam dedim, hoca hayır sen düşersin dedi, tam tartışma devam ederken deprem oluyo laaan diye uyandım, acaba gerçekten deprem mi oldu mu biliyorum da sallandık gibi hissettim. Kalktım panjurumu çektim dışarı baktım, millet dışarı yığılmış mı diye. Ama kimsecikler yoktu. Bende herhalde bana öyle geldi diyip tekrar yattım ve babamın arabasının plakalarını çıkarılmış bir halde park yerinde gördüğüm ve bir panikle babamı aramaya çalışıp ulaşamadığım rüyayla devam ettim uykuma.

1 yorum:

  1. Uyandığında yorgan neredeydi? Vücüdunun oturmak için kullandığın kısmı açıkta mıydı ?

    YanıtlaSil