Okula gitmeyi sevdiğim zamanlardı, evet çok severdim bi dönem okula gitmeyi, sanırsam ilkokul birinci sınıfta ilk 2 haftaydı o dönem. daha fazla değildi. sonra kreş'te ki gibi kafamıza göre takılamayacağımızı anladım. ve nefret etmeye başladım okuldan. o gün bugündür kreş zamanımı özlerim.
Şansa hala fotoğraflar durur kreş zamanından. geçen bi göz atayım dedim, sınıf fotoğrafında, tek tek çekildiğimiz fotoğraflarda felan hep bi kızla yan yanayım. sanırım ilk kız arkadaşımdı o. güzel kızmış aslında. işte okulun yan etkilerinden biri. iki sevgiliyi ayırdı adi okul.
ilk okulu bitirdim orta okulu bitirdim. ama sorsanız enis 1 işlem yap. yapamam. geçen 219u 12 ye bölecektim. beceremedim. sonra kafamda 12-24-36-48 diye diye toplaya toplaya saydım ve öyle çözdüm.
evet boşu boşuna yıllarımı okula harcamışım. tek öğrendiğim şey yazı yazmak. onun içinde 12 yıl feda etmişiz. vah yazık bu dünyanın düzenine.
ilk okul zamanlarımı hayal meyal hatırlarım mesela, orda da bi kız vardı, onunda adını unuttum. ama bi kere öğle tatilinde gelip bana sarılmıştı, bende utanıp "deaaa yürü get laaa" demiştim.
o zamanlar çünkü okulda öğle tatilinde eve gelip çantayı yere atıp dışarı çıkıp delikanlı arkadaşlarımızla futbol oynardık sokakta. kızları falan kovalayıp saçlarını çekerdik. delikanlıyı bozardı bi kızla birlikte olmak.
ilk okul'da sınıfta sadece 13 kişi var diye tüm delikanlı adamlar tek oturmak zorunda kalıyolardı. kızlar yanyana oturabilir. ama erkekler tek tek oturmalı diye kural koymuştu öğretmenimiz.
çünkü böylelikle uyuşturucu ve silah kaçakçılığına son vereceğini düşünüyordu.
ilk okulu hiç bir şey yapmadan atlattım. hatta hatırlarım da bi arkadaşım sınıfta kalmıştı 1. sınıftayken. ne gülmüştük ona. nasıl becerdin lan diye.
aslında o kadar da meraklanılacak bir şey değildi. çocuk 1) almanca bilmiyordu 2) konuşmayı bile bilmiyordu.
Orta okula geçince yavaş yavaş kızlarla haşırneşir olurum dedim. ama şans bu ya, düşe düşe 26 kişilik sınıfa düştüm ve 26 kişi arasında tam 22 erkek 4 ibne vardı.
doğal olarak yan sınıflara tecavüz etmek zorunda kaldık. öğretmenler buna da ceza kesti. tabi ben hep en ufak tehlikede "kaçın lan kaçın" diyip en önden koşan çocuk olduğum için her cezadan yırtmıştım. ehehe kaçmayı bilmek lazım ehehe.
Lise yıllarından hiç bahsetmek istemiyorum, 2 kere sınıfı yakan, derslere kafaya estiği gibi giren, 36 yıllık öğretmenlik kariyeri olan bi öğretmeni istifaya zorlayan, müdürün arabasını sabote edip müdür arabasına bindikten sonra korkup "müdürüm frenleriniz çalışmıyo olabilir" diye itiraf eden, sınav olduğunu son anda öğrenip kaçacak tek yolu camdan bulup 2. kattan atlayan dangalaklarla aynı sınıfa gitmekten gurur duyarım.
ama orda da kız arkadaşım olmadı. çünkü ilk okul yıllarına özenip kızların saçını çektiğimiz için kimse bize bakmazdı.
yazık bana.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder